• AÇIKLAMALAR
  • ENTERNASYONAL
  • MAKALE
  • PARTİZAN DERGİSİ
BİZİ TAKİP ET!
Partizan Resmi Web Sitesi
  • ANASAYFA
  • GÜNCEL
  • MAKALELER
  • ENTERNASYONAL
  • İLETİŞİM
sonuç yok
Bütün sonuçlara bak
AÇIKLAMALAR
  • ANASAYFA
  • GÜNCEL
  • MAKALELER
  • ENTERNASYONAL
  • İLETİŞİM
sonuç yok
Bütün sonuçlara bak
Partizan Resmi Web Sitesi
sonuç yok
Bütün sonuçlara bak

SINIF SAVAŞIMINDA DEVRİMCİ YAYININ ROLÜ ÜZERİNE – I

Mayıs 25, 2020
içerisinde Genel
A A
SINIF SAVAŞIMINDA DEVRİMCİ YAYININ ROLÜ ÜZERİNE – I
0
PAYLAŞ
Facebook'ta paylaşTwitter'da paylaşPaylaşWhatsapp'la gönder

Parti olmadan devrimci pra­tik, parti olmadan devrimci savaş, parti olmadan proletarya zafer elde edemez. Sınıf bilinçli proletarya, örgütlenme bilimiyle donanıp, devrimci teoriyi kuşa­narak, devrimci pratiğini güçlen­dirir, yaşanan sorunlara çözüm olabilir.

Mücadelenin niteliği ve me­totları meselesi, proletarya parti­lerinin temel meselelerinden bi­ridir. Bu meselenin çözümü, doğru bir bakış açısı ve pratik ça­lışmanın planlanmasıyla başarı­lır. Bu sorunun çözümsüzlüğü ise ideolojik tutarsızlığı ve yalpala­mayı ortaya çıkarır.

Proletarya Partisi’nin yedinci yönelimiyle başlayan sürece mü­dahalesinde, örgütlenme sorunu­nun temel bir sorun olduğu belir­lendi. Örgütlenme sorunu sadece Proletarya Partisi’nin temel bir sorunu olmamıştır, bu sorun dev­rimi gerçekleştirmiş SBKP’nin de temel bir sorunu olmuştur. “İl­legal parti ve Rusya’da sosyal demokratların legal çalışması meselesi, bütün bir devrim son­rası dönem boyunca Rusya Sos­yal Demokrat İşçi Partisi’ni uğ­raştırmış ve safları arasında en şiddetli mücadeleye yol açmış­tır” (Lenin)

Yedinci yönelim, örgütlenme sorununun temel bir sorun oldu­ğu tespitini ve bu sorunun çözü­mü için çözüm yollarını gösterir­ken, aynı zamanda mücadelenin niteliği ve metotları sorununa da doğru bakış açısını getirmiştir.

Bugün, örgütlenme sorunu başlıca sorun olarak tespit edilip, çözüm bekliyorsa örgütlenme gi­bi bir temel sorunumuz var de­mektir. Önce sorunun kendisi doğru tarzda ortaya konulup, çö­züm yöntemi üzerinde yoğunlaşılmalı, belirlenen çözüm gücüy­le pratiğe müdahale edilmelidir. Devrimci bir sanat olan örgüt­lenme, sınıf savaşımının temel sorunudur. Örgütlenme bilimi­nin evrensel yasaları bilince çı­karılmadan özgülde yaşanan so­runlara yanıt olunamaz, tıpkı Marksizm-Leninizm-Maoizm bi­liminin evrensel yasalarının tek tek ülke özgünlüklerine uygulan­ması gibi. Özgülde yaşanan so­runlara uyarlayarak, çözüm elde edilir.

Örgütlenme, sınıf savaşım ta­rihi boyunca kapsamlı ve önemli bir sorun olarak proletaryanın ve ezilen dünya halklarının önünde temel bir görev olarak durmuştur. Sömürülen baskı altına alı­nan, ezilen sınıf ve tabakaların Marksist-Leninist-Maoist ide­olojisiyle yukarıdan aşağıya doğ­ru merkezi bir örgüt etrafında ör­gütlenmesi sorunu temel bir so­rundur. Marksizm-Leninizm- Maoizm biliminin temel ilkele­ri üzerinde işleyen, demokra­tik merkeziyetçilik ilkesinden vazgeçmeyen, demir disiplinli,

kitleler içinde kök salmış, eleştiri-özeleştiri silahını uygula­yan çelik gibi bir parti yarat­mak her zaman temel bir so­run olmuştur.

Kadroların eğitilmesi ve ör­gütlenmesi, devrimci yayının ör­gütlenmesi, propaganda ve aji- tasyon çalışmasının örgütlenme­si, sürekliliği sağlanmış gerilla savaşının örgütlenmesi, lojistik desteğin örgütlenmesi, iletişimin örgütlenmesi, kitle eylemlikleri­nin örgütlenmesi vb. meseleleri­ne çözüm getirmek için öncelik­le bilimsel bir bakış açısına sa­hip olmak gerekir. Bu olmadan sağlam ve güçlü örgütlenmeler yaratılamaz. Devrimci teoriyle donanmayan devrimci pratik, karanlıkta el yordamıyla yürü­meye mahkumdur. Örgütlen­menin teorisiyle donanan sınıf bilinçli proletarya, kitleleri ve partiyi örgütleyebilir.

Sınıf savaşımında teorik ve pratik çalışma, tek bir çalışmada birleşir. “İnceleme, propagan­da, örgütleme”. Örgütlenme so­rununu çözmede, propaganda fa­aliyeti etkili bir silahtır. Devrim­ci propaganda faaliyetini ger­çekleştirmede kullanılan etkili araçlardan biri de devrimci yayın organlarıdır.

Devrimci yayının sınıf sava­şımında oynadığı rol, tartışma götürmez derecede önemlidir. Legal/illegal, merkez içi/merkezi kitle yayın, yani devrimci yayın sınıf savaşımında nasıl bir rol oynar? Misyonu nedir? Etki gü­cü ne kadardır? vb. soruları ka­dar nasıl bir devrimci yayın? Hangi mücadele biçimi olarak devrimci yayın? Devrimci yayı­nın sınıf savaşımındaki yeri nasıl olmalıdır? sorularına da doğru bir bakış açısı kazandırmak zo­rundayız.

Sınıf bilinçli proletarya, kul­landığı devrimci silahların rolü­nü, etki gücünü ve kapsam alanı­nı doğru tespit etmelidir. Kulla­nılan silahların bilincine varıl­madan etki gücü yaratılamaz. Kapsama alanı genişletilemez.

Örgütlenmenin önemli araç­larından biri olan devrimci ya­yın sorununu sınıf bilinçli pro­leterler nasıl ele almalı? Bu ara­cın, örgütlenme sorununda oyna­dığı rol nedir? Bu araç örgütlenmede nasıl bir karakter kazanır? Bu araca biçilen misyon nedir?

Bu sorulara cevap vermeden önce yayın hakkında genel yak­laşımımızı ortaya koyalım; “Günlük propaganda ve ajitasyon gerçekten komünist bir nite­lik taşımalıdır. Partinin elinde bulunan bütün yayın organla­rı, proleter devrim davasına bağlılığını kanıtlamış, güveni­lir komünistlerce redakte edil­melidir. Proletarya diktatörlü­ğünden herkesin ağzında olan, ezberlenmiş bir formül gibi söz edilmemeli, bilakis o öyle pro­paganda edilmelidir ki zorun­luluğu, her sıradan erkek ve kadın işçi, her asker, her köylü için basınımız tarafından sis­temli olarak, gün be gün kay­dedilen günlük yaşamın olgu­larından çıksın. Basının sütun­larında, halk toplantılarında, sen­dikalarda, kooperatiflerde, III. Enternasyonal yandaşlarının gi­debildikleri her yerde, sadece burjuvazi değil, aynı zamanda onun suç ortakları, bütün eğilim­lerden reformistler de sistemli olarak ve acımasızca damgalanmalıdır.” (Komünist Enternasyo­nale üyelik koşullarından birinci koşul)

Bu bakış açısı, proletarya ön­derliğinde sosyal ve ulusal kurtuluş mücadelesi yürüten devrimci ve komünist yapılar tarafından kabul edilmiş bir bakış açısıdır. Yine bu temel yaklaşım üzerin­den denebilir ki; kitle yayın orga­nımız sınıf bilinçli proletaryanın çalışmasının paralelinde ele alı­nır ve ona, sadece ve sadece onun politikaları yön verir. Kitle yayını temel faaliyetlerden biri olarak örgütlenme çizgisinin te­mel alınması koşulu içinde, esa­sen komünist örgütlenmelerin kurulması, geliştirilmesi, güçlen­mesi amacını taşır. Komünist bir kitle yayın organının bunun dışı­na çıkan bir anlayışla ele alınma­sı demek, onun komünist niteli­ğini bozmak anlamına gelir. Bu yaklaşım, ister legal, ister illegal olsun tüm kitle yayın organları­nın komünist olmasının vazge­çilmez içeriğini oluşturur. Lenin yoldaş tarafından geliştirilen ve uygulanan bu devrimci ilkenin kapitalist-emperyalist ülkelerde oynadığı rol ile bizim gibi yarı- sömürge, yarı-feodal ülkelerde oynadığı rol bir ve aynı değildir. Farklılıklar taşımaktadır, farklı­lıklar taşıması da doğaldır. Fark­lılığın, ülkelerin sosyo-ekonomik yapılarından, sınıfların mevzilenmesinden, devrimin yolu ve niteliğinden, toplumun eğitim düzeyinden kaynaklı olduğu açıktır.

YAYININ NİTELİĞİ VE HEDEF KİTLESİ

Eğer, yayın organı temel or­ganlarımızdan biri ise, eğer ya­yın organı komünist olacaksa ve eğer yayın organı kitlenin bilinç­lendirilmesinde, harekete geçiril­mesinde, örgütlenmesinde önem­li, vazgeçilmez bir öğe ise ve so­nuç olarak yayın organı Marksist-Leninist-Maoist politikaları rehber alan ve bunun örgütlenme çizgisini uygulayan bir yayın or­ganı ise; komünist yayın organ­larının, legal ya da illegal olma­larından bağımsız olarak ileri kitleyi örgütlemeyi, orta kitleyi ileri kitle durumuna getirmeyi ve geri kitleleri de orta kitle haline getirmeyi hedeflemesi de kaçı­nılmaz bir şekilde kabul edilme­lidir. Bu ilkesel bir yaklaşımdır. Bunun aksini ya da bozulmuş ha­lini savunmak Marksist örgütlen­me çizgisini terk etmektir. Bu yaklaşım gerçeklerin ürünü olan Marksist bir yaklaşımdır. Kaza­nılacak ilk kitle kesimi, örgüt­lenmeye yakın olan kesimdir.

Bu kesimi kazanma perspektifini karartmak devrimi olanaksız ha­le getirmektir. Devrimi isteyen, devrim bilinci daha ileri olan, devletle çelişkileri daha derin olan kitle kesimini örgütlemeyi, hiçbir komünist organ için tali duruma getiremeyiz.

 “… Eğer tek tek bölgelerde güçlü politik örgütler kurulma­yacaksa, çok iyi örgütlenmiş bir merkez yayın organının da hiç önemi olmayacaktır. Tamamen doğru. Ama asıl sorun da güçlü politik örgütler kurmanın, bir merkez yayın organından başka bir yolu olmadığıdır. Yazar, ‘Iskra’nın ‘planı’nı açıklamaya geçmeden önce yaptığı en önemli açıklamayı gözden kaçır­mıştır. Gerekli olan, bütün güçle­ri birleştirecek ve hareketi sade­ce sözde değil gerçekte yönete­bilecek, yani tayin edici savaşa uygun güçlerin çoğalması ve güçlenmesi için yararlanılacak her protestoyu ve her devrimci çıkışı desteklemeye her zaman hazır bir devrimci örgüt kurma çağrısıdır. Şubat ve Mart olaylarından sonra, ilke olarak herkes bunu kabul edecektir, diye devam edi­yor ‘Iskra’. Fakat bizim gereksi­nim duyduğumuz şey sorunun il­kesel değil, sorunun pratik çö­zümüdür; çeşitli yönlerden derhal inşasına girişebilmek için derhal belli bir örgüt planı hazır­lamalıyız. Oysa bizi yine pratik

çözümlerden, ilke olarak doğru, tartışma götürmez, büyük ve fa­kat geniş emekçi kitleler için ta­mamen anlaşılmaz bir gerçeğe geri çekmek istiyorlar: ‘Güçlü politik örgütler kurmak’! Soru­numuz artık bu değil saygıdeğer yazar, sorunumuz bu çalışmanın nasıl yapılacağı.

“Bizim ‘esas olarak aydınlan­mış işçiler arasında çalıştığımız, kitlelerin ise neredeyse yalnızca ekonomik bir mücadele yürüt­tükleri’ doğru değil. Bu haliyle bu cümle, ‘Svoboda’ için karak­teristik olan ve temelden yanlış bir biçimde, aydınlanmış işçiyle ‘kitle’nin karşı karşıya konulma­sıyla sonuçlanmaktadır. Son yıl­larda aydın işçiler de ‘neredeyse yalnızca ekonomik bir mücadele yürüttüler’. Bu birincisi. Öte yandan, eğer gerek aydınlanmış işçiler gerek aydınlar çevresin­den bu mücadele için önderlerin yetişmesine katkıda bulunmaz­sak, kitleler politik mücadele yü­rütmeyi hiçbir zaman öğreneme­yeceklerdir; fakat bu tür önderler ancak, politik yaşantımızın bü­tün yönlerinin, çeşitli sınıfların çeşitli nedenlerle gündeme gelen bütün protesto ve mücadele girişimlerinin sürekli ve sistemli tahliliyle eğitilebilir. Bu nedenle, ‘Politik örgütlerin kurulmsı’ndan söz etmek, fakat aynı za­manda politik gazetenin ‘kağıt üstündeki çalışmasıyla ‘tek tek yerlerde canlı politik çalışmayı karşı karşıya koymak sadece gülünçtür! ‘Iskra’nın planı da, gerek işsizler hareketi, gerek köylü ayaklanmaları, Zemstvo- cuların hoşnutsuzluğu, ‘Çarlık hükümetinin açıklamalarına kar­şı halkın öfkesi’ vs. desteklensin diye bu tür bir ‘savaşa hazırlık’ oluşturma planı’na çıkmaktadır. Hareketi tanıyan herkes, yerel örgütlerin büyük çoğunluğunun bunu akıllarından bile geçire- mediklerini, ayrıca ‘canlı poli­tik çalışma’nın burada işaret edi­len birçok perspektifinin şimdiye kadar hiçbir örgüt tarafından as­la gerçekleştirilmediğini, örne­ğin dikkatleri Zemstvo aydınları arasında hoşnutsuzluğun ve pro­testonun büyüdüğünün çekme girişiminin gerek Nadyejdin’de (“Tannm bu gazete Zemstvocular için değil mi?”, “Devrimin Arifesinde”, s.129), gerekse de Ekonomistlerde (“Iskra” No:12, Mektup) ve birçok pratikçide de­rin bir şaşkınlık duygusu yarattı­ğını bilir. Bu koşullar altında an­cak insanları tüm bunlar üzerin­de düşünmeye sevk etmekle ‘başlanabilir’. Sosyal-demokrat görevlerin indirgendiği günü­müzde ‘canlı politik çalışma’ya yalnızca politik ajitasyonla baş­lanabilir; bu da tüm Rusya’yı kapsayan, sık sık çıkan ve iyi da­ğıtılan bir gazete olmadan müm­kün değildir.” (Lenin)

Lenin’den yaptığımız bu alın­tı, komünist yayın konusunda komünist partilerinin tavrını be­lirleyen niteliktedir. Her nerede olursa olsun ve hangi biçimde ol­duğundan bağımsız olarak, ko­münist kitle yayın organı bu nite­likte olmak zorundadır.

Bir yayın organı mücadele biçimlerinin, örgütlenme biçim­lerinin, politik hedeflerin ajitas- yon ve propagandasını yapar. Bu anlamda, komünist partisinin sa­hip olacağı bir veya daha fazla yayın organı başlı başına bir mü­cadele ve örgütlenme biçimi de­ğildir. Yayın organının, örgü­tün ve onun yürüteceği pratik mücadelenin yerini alması dü­şünülemez. Yayın organının, ör­gütün kurulmasını ve gelişmesi­ni, örgütün yürüteceği örgütlen­me biçimlerinin bütün örgütlü­lüklere yayılmasını ve her alanın diğer alanlarla ve esas olarak da merkezle ilişkisini sağlayacak bir temelde ele alınması zorunlu­dur. Yayın organına bunun öte­sinde payeler biçmek, onun hem sahip olduğu gücü kavramamak- tır ve hem de olguları kötü bir şe­kilde birbirine karıştırmaktır. Bir propaganda/ajitasyon, örgüt­lenme aracını devrimin belirle­yici araçları ile (ülkemizde parti, ordu ve birleşik cephesi) karıştırmak kesinlikle bu iki aracın özgünlüklerini kavramamaktır. Örgüt kurma veya geliştirmenin araçları ile örgütün kendisini karıştırmak ne kadar yanlış ise devrimin belirleyici araçları ile bu araçların yaratıl­masının araçlarını karıştırmak o kadar yanlıştır. Komünist yayın çıkarılabildiği her yerde çıkarılmalıdır. Ko­münist kitle yayın organı somut koşullara uygun olmak üzere, içeriği, özü değiştirilmeksizin farklı biçimlerde çıkarılabilmelidir. Tüm bunlarla birlikte günü­müz koşullarında, kitle iletişim araçlarının muazzam boyutta gelişmiş olduğu durumda kitle ya­yın organı çıkarmak, bunun çıka­rılabilmesinin koşullarını zorla­mak anlamında farklı biçimlerde de olsa (gizlilik gerektiren, düşman baskınlarından korunmayı gerektiren, geniş kesimlere farklı biçimlerde ulaşılmasını gerekti­ren tüm koşullarda) farklı biçim­lerde çıkarmak gerekli ve hatta zorunludur.

Bunun yan ısıra komünist par­tisinin hedef kitlesi genel olarak yoksul, emekçi, devrimden çıka­rı olan halk kesimleridir. Bu halk kesimleri içinde işçi ve köylüler birinci sırada yer alırlar. Bu ge­nel bir yaklaşımdır. Bununla bir­likte örgütlenme çizgisinde halk kesimlerini üç kesime ayıran şu Marksist yaklaşıma sahip olma­mız gerekir.

 İleri kitleler; esas olarak ör­gütlü olmayan, düzenle çelişkileri keskin olan, çalıştığı alanda devrimci bir duruş sergileyen ke­simlerdir. Bunlar kendiliğinden kitle hareketi içinde en ileri du­rumda bulunurlar, proletarya partisinin politikalarını benimse­yebilecek ve bu politikalar doğ­rultusunda harekete geçirebile­cek ve örgütlenmeye yatkın ke­simi oluşturur.

Orta kitleler ise devrim so­rununu esas olarak gündemine almayan, bununla birlikte düzen­den hoşnut olmayıp ona karşı çı­kan, devrim ve karşı-devrim ara­sında bilinçli bir tercih yapma­mış olup bu iki cephe arasında bocalayan kesimleri ifade eder.

 Geri kitleler ise düzenden çı­karı olmayıp devrime de karşı çı­kan kesimlerdir. Bu kesim düze­nin devrim ve devrimciler hak­kında yaptığı propagandanın et­kisi altındadır. Bu nedenle bu iki cephe arasında tavrını esas ola­rak devlet lehine belirleyen kitle­lerdir. Bununla birlikte yaşamları, üretim ilişkileri içindeki yerle­ri onları devrime itekler.

Ve yine bu bakış açısına para­lel olarak ileri kitleleri örgütle­mek ile, orta kitleleri ileri kitle­ler haline getirmek iki farklı ajitasyon/propaganda çalışma­sını gerektirmez. Yapacağımız tüm ajitasyon/propaganda faali­yetleri kendi içinde örgütlenme siyasetini bir bütün olarak içerir/içermek zorundadır. Düzenin teşhiri olmadan, kitlelerin kendi­liğinden tepkileri, hareketi ince­lenmeden, kitlelerin talepleri, hoşnutsuzlukları işlenmeden, emperyalizmin ülkemizdeki tah­ribatı ve egemenlerle ilişkisi or­taya konmadan devrimin sorun- lan, devrimin gerekliliği ortaya konamaz. Devrimin sorunları, devrimin gerekliliği ortaya kon­madan devrim için yapılması ge­rekenler de yeterince belirlenemez. Marksizm-Leninizm-Maoizm incelenmedikçe, kitlelere taşınmadıkça da bunların hiçbiri esas olarak yerine getirilmiş ol­maz.

Yaptığımız bu vurguların ar­dından, legal kitle yayın organı­nın niteliği ile illegal kitle yayın organının niteliği konusunda kı­sa bir vurgu yapalım.

Yukarıda da açıkladığımız gi­bi komünist kitle yayın organla­rının legal ve illegal olmaların­dan bağımsız olarak niteliği be­lirgindir. Bu anlamda komünist yayınlar arasına nitel bir fark ko­namaz. Legal kitle yayın organı için farklı bir nitelikten bahsedil­diği oranda yayın organının ko­münist niteliği o oranda budan­maya başlanmış demektir. Legal olsun, illegal olsun tüm merkezi kitle yayın organları için şu ilke­ler geçerlidir.

  • Günlük propaganda ve ajitasyon gerçekten komünist bir nitelik taşımalıdır.
  • Bütün yayın organları, pro­leter devrim davasına bağlılığını kanıtlamış, güvenilir komünist­ler tarafından redakte edilmeli­dir.
  • Bütün yayın organları legal ya da illegal olmalarından ba­ğımsız olarak doğru örgütlenme siyasetini uygulamalıdır.
  • Basının sütunlarında, sade­ce burjuvazi değil, aynı zamanda onun suç ortakları, bütün eğilim­lerden reformistler de sistemli olarak ve acımasızca damgalan- malıdır.

Tüm bunlarla birlikte legal ve illegal yayın çalışmasını karşı karşıya koymak, Lenin yoldaşın da belirttiği gibi sadece gülünç­tür. Çünkü, bunlar farklı amaçla­rın, farklı yönelimlerin, farklı ör­gütlenmelerin, farklı devrim çiz­gilerinin araçları değildir. Sade­ce, bunların, birbirini güçlendi­ren, birbirinin hizmetinde olan ve hatta, yayının esas mücadele biçiminin ve örgütlenmenin bir aracı olarak ele alındığı bütün­lüklü araçları ifade ettiği açıktır. Yani, kalem ile yazılan şey nasıl karşı karşıya konamazsa, iskele ile ev nasıl karşı karşıya kona­mazsa, bu da böyledir ve yine tüm bu örneklerde sıraladığımız şeylerde esas olanın ne olduğu ve esas olanla ona yardımcı ola­nın neler olduğunu da net bir bi­çimde görmekteyiz. Lenin yol­daştan bu konu ile ilgili alıntıla­rımızı tamamlayalım:

“‘Yerel faaliyetin merkezi or­ganlarda birleştirilmesi sorunu bir kısır döngü içindedir diye bi­zi aydınlatıyor. N. Nadyejdin birleştirmek, unsurların türdeşli­ğini gerektirir, bu türdeşlik ise ancak birleştirici bir şeyle sağla­nabilir. Bu birleştirici ise ancak, bugün kesinlikle ortak bir nite­likte belirlenmeyen, güçlü yerel örgütlerin ürünü olabilir.’

Tıpkı güçlü politik örgütler kurma gerekliliği gibi dikkate değer ve çürütülemez bir gerçek. Ve aynı ölçüde de kısır. Her so­run ‘bir kısır döngü içindedir’, çünkü bütün politik yaşam, son­suz halkalar dizininden oluşan sonsuz bir dizgidir. Politikacının tüm mahareti, elinden en az ko­partılıp alınabilecek, o anda en önemli olan, onu tutan tüm zinci­ri en iyi şekilde garantileyen hal­kayı bulup kavramasında yatar. Elimizde herhangi bir çizgi ol­madan da tuğlaları gereken yer­lere koyacak (bu, soyut söylendi­ğinde, kesinlikle olanaksız değil­dir) kadar birbiriyle uyum içinde çalışan, yeterince deneyimli du­varcılar olsaydı, o zaman belki de başka bir halkayı yakalardık. Ama kötü olan da, henüz dene­yimli, birbirleriyle uyum içinde çalışan duvarcılara sahip olmadı­ğımız, tuğlaların hemen her za­man tamamen amaçsız yerlere konması, ortak bir çizginin onla­rı bir arada tutmamasıdır, tersine bu tuğlalar öyle dağınıktır ki, düşman tuğla değil de, kum tanecikleriymiş gibi savurmaktadır.

Başka bir kıyaslama:

‘Gazete sadece kolektif bir propagandist ve kolektif bir ajitatör değil, aynı zamanda kolek­tif bir örgütçüdür de. Bu açıdan, inşa halindeki bir binanın çevre­sinde konan bir iskele ile kıyas­lanabilir; binanın krokisini gös­terir, tek tek inşaat işçileri arasın­da irtibatı kolaylaştırır, iş bölü­mü yapmalarına ve örgütlü çalış­ma sayesinde ulaşmış olan genel sonuçları görmelerine yardımcı olur.’

Ne kadar da kendi rolünü abartan bir yazara, bir masa başı adamına benziyor, değil mi? Evin kendisi için yapı iskelesine ne gerek var, iskele kötü malze­meden yapılır, kısa bir zaman için kurulur ve kaba inşaat bittiği gibi sobaya atılır(!) Devrimci ör­gütlerin inşasına gelince, dene­yimler bunların bazen yapı iske­lesi olmadan da kurulabileceğini gösteriyor, örneğin yetmişli yıl­lar. Fakat bugün bize gereken ya­pının yapı iskelesi olmadan ku­rulmasının mümkün olacağı düşünülemez bile(…)

Bu sözlerde abartının dışında pek çok acı gerçek de içerilidir. Nadyejdin, tek tek yerlerde acı­nacak çalışmayla, yerel örgütle­rin çevresine sıkışmış önderlerin eğitimsizliğinin kaçınılmaz so­nucu olan dar görüşlülükleri ve faaliyetlerinin sınırlı kapsamı arasındaki bağlantıyı görmüyor mu? Tıpkı ‘Svobada’daki örgüt üzerine makalenin yazarı gibi Nadyejdin de, geniş yerel basına geçişte (1898’den beri) nasıl ekonomizmin ve “amatörlük”ün özellikle güçlenmesinin eşlik et­tiğini unuttu mu? Evet, şu ya da bu ölçüde tatmin edici bir ‘geniş yerel basın’ın örgütlenmesi mümkün olsa bile (çok özel du­rumlar hariç, bunun mümkün ol- madiğini yukarıda gösterdik), yi­ne de yerel örgütlerin bütün dev­rimci güçlerin otokrasiye karşı güçlü ortak saldırı için birleşik mücadelenin önderliği için “to­parlayıp örgütleyebilmesi” ola­naksızdır. Burada sadece, gaze­tenin “toparlayıcı”, örgütleyici öneminin söz konusu edildiği unutulmamalıdır. Parçalanmışlı­ğı savunan Nadyejdin’e kendisi tarafından sorulan ironik soruyu sorabiliriz: ‘Herhangi bir yerden bize 200.000 devrimci güç miras mı kaldı acaba?’ Devam edelim, ‘gösteriler için hazırlık’, ‘Iskra’nın planının karşısına kona­maz. Zira bu plan, hedeflerin­den biri olarak zaten geniş gös­terileri ön görmektedir; söz ko­nusu olan sadece, pratik aracın seçimidir.” (Lenin. Seçme Eser­ler. Cilt 2. sayfa 177.179)

Lenin yoldaşın gazeteye biç­tiği misyon abartılı, olanaksız ve değeri düşük bir olgu değildir. Niteliği ve amacı çok açık olan ve örgüt ile, örgütsel çalışmalar­la, “geniş gösterilerle”, bizim öz­gülümüzde “gerilla savaşı ile” karşı karşıya konamayacak bir araçtan bahsedilmektedir. Yayın çalışmasının örgütlenme ve mü­cadele yöntem ve biçimleri ile kıyaslanması ve karşı karşıya ko­nulması doğru bir yaklaşım de­ğildir. Yayının örgütlenmede ve mücadelenin geliştirilmesinde pratik bir araç olduğunu ve ülke­miz koşullarına uygun olarak bu­nun kullanılması gerektiği anla­yışım benimsememiz ve yaygın­laştırmamız gerekir. Lenin’den yaptığımız alıntılarda yayın or­ganına biçilen misyon açıktır: örgüt kurmak, “güçlü politik örgütler kurma” çağrısı yap­mak… amacı bu olan yayının örgütleyeceği kitlelerin ilkin, zorunlu ve kaçınılmaz olarak, tamamen doğru bir mantığının ürünü olarak ileri kitleler ol­ması gerektiği açıktır.

(Devam edecek)

Etiketler: Affiliatedevrimci yayıniPhoneleninsovyetler
PaylaşTweetPaylaşSendSend

BağlantılıYazılar

Antep

Antep’te Sivas Katliamı’nın yıl dönümünde basın açıklaması düzenlendi

Haziran 29, 2025

Antep’te aralarında Partizan ve YDK'lıların da olduğu çok sayıda kişi PSAKD’ın çağrısıyla 2 Temmuz Sivas Katliamı için basın açıklamasında bir...

KapakGorseli-750x375

Ölümsüzleşen HKP(Maoist) Genel Sekreteri Yoldaş Basavaraj ve 28 Maoist İstanbul’da anıldı.

Mayıs 29, 2025

21 Mayıs tarihinde Hindistan’da Narayanpur’un Mad bölgesindeki Gundekot ormanlarında şehit düşen 28 Maoist, Partizan tarafından İstanbul’da anıldı. HKP (Maoist) Genel...

Eylem Çağrısı

EYLEME ÇAĞRI; BASAVARAJ YOLDAŞ VE 27 HALK SAVAŞÇISI ÖLÜMSÜZDÜR!

Mayıs 29, 2025

ea3036d9-6c89-43ae-b360-4d1ae4d84275 HİNDİSTAN KOMÜNİST PARTİSİ (MAOİST) GENEL SEKRETERİ BASAVARAJ VE 27 HALK SAVAŞÇISI ÖLÜMSÜZDÜR! Hint gerici-faşist devleti Hindistan’da HKP(Maoist) öncülüğünde sürdürülen...

Basavaraj

Hindistan Komünist Partisi (Maoist) Genel Sekreteri Basavaraj ile Röportaj

Mayıs 26, 2025

Not: Bu röportaj Ekim 2022’de gazeteci Alf Brennan (X: @alf_stff ) tarafından 21 Mayıs 2025’te ölümsüzleşen Hindistan Komünist Partisi (Maoist)...

photo_2025-05-19_14-26-07-750x375

İbrahim Kaypakkaya ve mayıs ayı şehitleri paneli gerçekleştirildi

Mayıs 20, 2025

Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Ataşehir Şubesi, “1937’den Günümüze Mayıs Ayı Şehitlerini Anıyoruz” paneli düzenledi. Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP),...

Sonraki Yazı
ESP ve SGDF’den gözaltılara dair basın açıklaması

ESP ve SGDF'den gözaltılara dair basın açıklaması

TKP/ML militanlarından şehit düşen MKP/HKO gerillaları için yazılama

TKP/ML militanlarından şehit düşen MKP/HKO gerillaları için yazılama

TWITTER'DA TAKİP ET

Sosyal Medya

Partizan dergisi logo

Partizan resmi web sitesidir. Partizan açıklamalarına, makalelere, güncel ve enternasyonal haberlere ulaşabilirsiniz.

Sosyal Medya

© 2023 Partizan resmi web sitesi

FACEBOOK SAYFAMIZ

LİNKLER

  • ★Umut Yayımcılık
  • ★İbrahim Kaypakkaya
  • ★Yeni Demokrasi
  • ★Yeni Demokrat Gençlik
  • ★Yeni Demokrat Kadın
  • ★PŞTA
  • ★Partizan Medya
  • ★Partizan Arşiv
  • ★Avrupa Haber
sonuç yok
Bütün sonuçlara bak
  • ANASAYFA
  • AÇIKLAMALAR
  • GÜNCEL
  • MAKALE
  • ENTERNASYONAL
  • KÜTÜPHANE
  • İLETİŞİM

© 2024 Partizan resmi web sitesi