Sarıgazi: Dün (18 Haziran) Sarıgazi’de bulunan Tokat Kızıldereliler Derneği’nde 1970’de gerçekleşen Büyük İşçi Direnişi’nin yıl dönümünde “Baskıya, yasağa, sömürüye karşı; 15-16 Haziran ruhuyla mücadeleyi büyütmeye” şiarıyla bir panel gerçekleştirildi.
HDP, Kızılbayrak, BDSB, Partizan ESP, DHF, DEV TEKSTİL, Devrimci Demokratik Sendikal Birlik (DDSB) AKA-DER gibi birçok sendikanın ve demokratik kitle örgütlerinin düzenlediği panel dün Tokat Kızıldere Derneği’nde gerçekleştirildi.
Onlarca kişinin katılım sağladığı panel 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişi sırasında şehit düşenler şahsında, emek cephesinde ölümsüzlüğe uğurlananlar için yapılan saygı duruşu ile başladı. Saygı duruşunun ardından 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişi’ni anlatan bir sinevizyon gösterimi yapıldı. İşçi Gazetesi’nden İhsan Hacıbektaşoğlu, Çağdaş Hukukçular Bürosu’ndan Avukat Bülent Şimşek ve Devtekstil Temsilcisi’nin sunum yaptığı panele KHK’larla meslekten ihraç edilen KESK’e bağlı Eğitimsen üyesi öğretmenlerde katılım sağladı.
“Türkiye’de ki muhalefete darbe vuracak olan işçi direnişleridir”
Panel’de ilk olarak konuşma yapan İhsan Hacıbektaşoğlu, toplumsal muhalefetin hareketlendiği her dönemin arka perdesinde işçi direnişleri ve ayaklanması olduğuna dikkat çekerek, sınıfın çıkarlarını korumayan sendikalara rağmen işçi mevzisinde direnişlerin her gün büyüyerek sürdüğüne vurgu yaptı. İşçi sınıfının 15-16 Haziran’dan aldığı ruhla her gün yeni direnişlere kapı araladığını belirten İhsan, devrimcilerin de bu gerçeği görüp ona göre şekil alması gerektiğine işaret ederek, “Türkiye’de ki muhalefete darbe vuracak olan işçi direnişleridir” dedi.
“İşçi sınıfı sokaktaydı-sokakta çünkü o ablukayı başka türlü yıkamaz”
Devamında söz alan ÇHD avukatı Bülent Şimşek ise, hukuk arenasında kazanımlar olması için işçi sınıfının ayaklanması gerektiğine dikkat çekerek, “Mahkemelerde kazanım sağlamak için işçi sınıfının ayaklanması gerekir ve ödenmesi gereken bedellerin de ödenmesi gerekir. Eğer 15-16 Haziran direnişinde işçiler sokağa çıkmasaydı ve bedel ödemeseydi bugün DİSK çoktan kapatılmıştı. Bunu DİSK’i olumlu değerlendirdiğim için söylemiyorum. İşçiler çıkarlarını korumanın tek yolunun buradan yani direnişten geçtiğini biliyor ve DİSK’i de bu gün kapanmaktan kurtaran gerçeklik budur” dedi.
İşçiler bugünde tıpkı 15-16 Haziran’da olduğu gibi ayakta ve fabrikalarda, işçi havzalarında aylarca süren direnişler örgütleyerek şalterleri indiriyorlar diyen Bülent, 2004’te gerçekleşen Greif direnişini hatırlatarak şunları söyledi: “60 gün süren bir direniş ördü Greif işçileri fabrikanın kapısında. Ve sonunda özel hareket polisleri işçileri darp ederek gözaltına aldı. Sonunda ise bütün işçiler işten atıldı ama hepsi tazminatlarını alabildi. İşte bu kazanım işçilerin orada ödediği bedellerle ve ördüğü direnişe gerçekleşti. Yani İşçi sınıfı sokaktaydı-sokakta çünkü o ablukayı başka türlü yıkamaz. Başka türlü hukuk alanında bir kazanım sağlayamaz.”
“15-1 6 Haziran bugün bize hala yol gösteriyor”
Daha sonrasında, 15-16 Haziran Büyük İşçi direnişinin kısa ve uzun vadeli yürüyüşlerle doğduğunu hatırlatarak sunum yapan Dev-Tekstil temsilcisi ise, “15-1 6 Haziran bugün bize hala yol gösteriyor. O gün ki direnişin örgütlülüğünden ve büyüklüğünden korkanlar bugün KHK’larla işlerinden atılan Nuriye ve Semih’in direnişine saldırıyorlar. İşçi grevlerini yasaklıyorlar” dedi. Dev-Tekstil temsilcisi devamında, tüm bu saldırılara güçlü bir karşı koyuş yapabilmek için, devrimci ve sınıfsal olarak örgütlü bir çıkış yapmak gerektiğine vurgu yaptı.
“KHK’larla ihraç edilen kamu emekçilerinin direnişine destek vermek 15-16 Haziran’ı yaşatmaktır”
Devamında ise KHK’larla işlerinden atılan KESK’e bağlı Eğitim Sen üyesi eğitim emekçileri söz alarak dayanışmayı büyütme çağrısında bulundular. Devletin saldırılarını her geçen gün boyutlandırdığını hatırlatan ve halkı bu saldırılarla cendere altına almaya çalıştıklarına işaret eden eğitim emekçileri, “KHK’larla ihraç edilen kamu emekçilerinin direnişine destek vermek 15-16 Haziran’ı yaşatmaktır” diyerek herkesi Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın taleplerinin kabul edilmesi için gerçekleştirilen tüm eylemlere destek vermeye dayanışmayı büyütmeye çağırdılar.
“15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişi’ni en iyi tahlil edenlerden birisidir İbrahim Kaypakkaya”
Son olarak söz alan bir DDSB’li ise “15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişi’ni en iyi tahlil edenlerden birisidir İbrahim Kaypakkaya. Kaypakkaya 15 Haziran’da Ankara’da idi. Direnişi duyar duymaz ise İstanbul’a gelmiştir. Sürece dahil olarak bildiriler hazırlamıştır ve işçi direnişlerine aktif olarak katılım sağlamıştır. 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişi’ni iyi gözlemleyen Kaypakkaya, devrimin şiddete dayandığını ve bunun kaçınılmaz olduğunu söyleyerek, devrimi küçük burjuva aydınlarla değil işçi sınıfı ile yapılacağının altını çizmiştir.” İşçi sınıfının 15-16 Haziran direnişinde olduğu gibi, hem patronlara ve devletin çok boyutlu saldırılarına, hem de sınıfın değil egemenlerin çıkarlarını koruyan sendikalara rağmen hala direnişlerinin devam ettiğinin altını çizen DDSB’li, “Biz devrimciler bu direnişlerin örgütleyicisi olarak sınıf hareketinden öğrenerek bu direnişleri büyütmeliyiz. Bu direnişler devrime ışık tutan büyük isyanlardır” dedi.
Sunumların ve konuşmaların ardından panel soru cevap şeklinde sonlandırıldı.
